BASKI_SABLON.indd - page 61

61
Ünlü bir çocuk olduğunu ilk ne zaman fark
ettin?
Ben hayatıma başladığım ilk gün ünlü bir
çocuktum... Doğum günüm de gazetede
haberdi ve bu benim şöhret kavramına çok
alışık ve barışık büyümeme sebep oldu.
Şımarmak şöyle dursun uzun zaman neyin
ne olduğunu farkına varamadım. Farkına
vardığımda da hazmetmiştim ünlü olmayı.
Ben sanırım kendi hayatımı yaşıyorum ve
kimse ile kendimi karşılaştırmadan kendi
yolumda ilerlemeye gayret ediyorum.
Bu yolda durakladığım, yavaşladığım,
tökezlediğim dönemler olsa da bir şekilde
yoluma devam ediyorum. Kendimi sevdiğim
insanlar ve sevdiğim konularla çevreledim.
Üniversite yıllarında Amerika’da olmak
kendini keşfedebilmek adına çok şey
katmış olmalı. Buradan o yıllara bakınca
nasıl hatırlıyorsun, iyi ki yapmışım duygusu
mu hakim, biraz yavaş olsaydımmı?
20 yaşındaydım Amerika’ya yerleştiğimde.
Bir de San Francisco’ya yerleştim. Amerika
içinde ayrı bir yere sahiptir San Francisco.
En özgür, en sanatçı, en marjinal, en avrupai,
en bohem... Ben Ankaralı bir Bilkent mezunu
olarak tekrar üniversite okumayı, bu sefer çok
sevdiğim Amerika’da, çok istediğim bölüm
olan sinema okumayı tercih edip hayallerimi
yaşadım. Eşyaya, yani objelere bağlanmam,
benim için insanlar önemli, çevrelendiğim
enerjiler değerli. İşte bu yüzden belki de
o kadar güzel uyumladım ve alıştım ki…
Öğrencilik yıllarım, garsonluk, tezgahtarlık,
sahne tecrübelerim, tek başına hayatta
kalmayı öğrenmek de, evimden çok uzakta
yalnızlığı öğrenmek de muhteşemdi.
En son geçen sene Broadway’den
İstanbul’a Müzikal’inde izlemiştim seni.
Hapishane sahnesinde Gökçe Bahadır,
Pamela ateş gibiydiniz... Yine öyle
sahneler lazım ama o tip prodüksiyonlar
çok az. Sıkıcı değil mi bu durum?
Bu tarz işleri bir araya gelip ayağa kaldırmak
çok zor. Ama benim de çok mutlu olduğum
bir işti. Dans etmeyi, şarkı söylemeyi ve
hikayeler anlatmaya çok seviyorum. Aslında
şikayet etmeyi bırakıp harekete geçmek
lazım, bizim üretmeye devam etmemiz
şart. O projede de beraber çalıştığım Nur
Sonbahar ile sık sık konuşuyoruz bu anlamda.
Peki çocukların Kayla ve Vadi ile
ilişkilerini izliyorum da onlara anne kadar
ilgili ama bir yandan da arkadaş kadar
yakınsın, bu denge nasıl kuruluyor?
Evet sen Kayla ve Vadi ile yılların içindeki
ilişkime en çok ve yakından şahit
olanlardansın o yüzden sanırım bir şeyin
çok iyi farkındasındır ki ben hakikaten
anne olmak için yaratılmışım. Çok severek
yaşıyorum hayatımın bu dönemini. Hatta
bazen hep vardılar diye düşünüyorum. Sanki
hep benimle yaşıyorlardı ve sadece dünyaya
gelecekleri zamanı bekliyorlardı gibi geliyor.
Belki de o bahsettiğin denge o yüzden bana
çok doğal geliyor. İki ayrı birey onlar ve bu
da iki ayrı yolculuk demek. Benim görevim
onlara eşlik etmek ve bildiğimi aktarmak.
Belki de onlara bildiklerini hatırlatmak çünkü
ben hepimizin müthiş bilgilerle bu dünyaya
geldiğine inanıyorum. Ne oluyorsa sonradan
oluyor ve anne babanın bu döngüdeki yeri
çok önemli.
Onlara sağlıklı beslenmeyi de
öğütlüyorsundur.
Ben öğrendim ki sizin anlattığınıza değil,
yaşadınız hayata dönüşüyor çocuklar.
Dolayısıyla onlara spor yap, sağlıklı beslen
deyip, siz bu söylediklerinizi yapmıyorsanız
bunu çocuğunuzdan beklemeniz bencilce! Bu
yüzden kendimi geliştirmek önceliğim, her
gün öğrenmek, yeniliklere açık olmak benim
için çok değerli.
Instagram’daki “irmare_fitness”
hesabından fitness yolculuğunu
paylaşıyorsun, bu yeni girişimini
anlatabilir misin biraz?
Ben 10 yaşından beri spor yapıyorum. Lisanslı
yüzücüydüm lise sona kadar. Sonrasında
Bilkent’te step/aerobik takımındaydım.
Yani spor benim hayatımın en önemli
parçalarından biri, benim yaşam tarzımdı
uzun yıllardır. Tabi sosyal medyanın bugün
geldiği konum sayesinde şimdi yaşam
tarzlarımızı, hayata bakış açımızı, hatta
hayallerimizi rahatça paylaşıyoruz dünyayla.
Benim için bu keşif ilk hamileliğim döneminde
oldu çünkü özellikle kadınların yaşadıkları
hormonal ve fiziksel değişim sebebiyle
motivasyona çok ihtiyaç duydukları bir
dönem bu. Ve bir iki profil var, bana o kadar
güzel enerji ve motivasyon verdiler ki, iki
hamileliğimde de doğuracağım haftaya kadar
spor yaptım. Hem de yaşam enerjimi yüksek
tuttum ve gördüm ki bunu ben de yapabilirim
ve 10 kişiye bile ulaşsam ne mutlu bana! Yola
“kendinin en iyi versiyonu ol” diyerek çıktım.
Hashtag’lerim #irmarefitness, #kaldırtotoyu
ve #goworkout. Amacım yaşam enerjisini
hem kendim hem de başkaları için
yükseltmek.
Öyle ciddi çalışıyorsun ki, bir gün seni de
görebilir miyiz o fitness yarışmalarında?
Çok ciddiye aldığım ve sıkı çalıştığım bir
gerçek. Bu benim önceliğim. Ancak o
yarışmalara katılmak gibi bir hayalim yok.
Katılan arkadaşlarımı desteklerim, büyük
bir fedakarlıkla o vücutlar o hale geliyor.
Pek sağlıklı bulmuyorum ama beden onların
bedeni ve ben buna saygı duyuyorum. 
Son olarak “Çocuğun olunca anlarsın”
denen şey neymiş, anlayabildin mi? 
Uykusuzluk, hormonal zıplamalar, yorgunluk
tabi ki anneliğin bir parçası... Endişe,
evham, sabır hep boğuştuğunuz duygular
ama aslında gerçek ve karşılığında size
bahşedilen duygu çok lezzetli. O yüzden
teslimiyet içinde anneliği yaşamak benim
için anahtardır. Çocuğum olunca kendimi de
daha iyi anladım... İçimde o kadar çok sevgi
vardı ki zaman zaman bu kadar sevgiyle ben
bu dünyada ne yapacağım dediğim anlar
oluyordu. Şimdi öyle bir kanal var ki akıyor
aktıkça daha da çoğalıyor. Kabullenerek
yaşadığınız her şey bir kutlamaya dönüşüyor
bence.
1...,51,52,53,54,55,56,57,58,59,60 62,63,64,65,66,67,68,69,70,71,...88
Powered by FlippingBook