BASKI_SABLON.indd - page 69

F
utbolcu olmayı
amaçlarken kendini
kameraların önünde
bulmanın üzerinde
yarattığı bir baskı
olabilir mi?
Hem de nasıl. Futbol oynarken
bir gün bırakacağım hiç aklıma
gelmezdi. Tutkuyla yaptığım
şeyler hiç bitmeyecekmiş gibi
geliyor. Baskıyı önceden daha çok
hissediyordum, şu an ki baskılar
daha farklı yönlerden. Sanırım insan
kendini baskılayacak bir şey mutlaka
buluyor.
Bu yüzden adrenalin salgılatan
sporlara ilgi duyuyor olabilir misin
acaba? Bu sporlara olan ilgin
tehlikeden tehlikeye koştuğun bir
televizyon programı haline gelmez
mi?
Tam olarak böyle bir format
hazırlığındayım. İnsanın spora olan
tutkusunu, adrenalin bağımlılığını
tetikleyen gen ile extrem sporu
eğlenceli bir formatla birleştirdim.
Güzel bir format olduğuna
inanıyorum, izleyip göreceğiz.
Ne kadar oyuncu tanıdıysam
hepsinde az çok hepsinde bir
tuhaflık görmüşümdür, sürekli
başka karakteri canlandırmanın
yan etkileri de olabilir tabii. Sen
kendinde tanımlayamadığın
tuhaflıklar keşfediyor musun?
Her gün yeni bir Burak’la tanışarak
uyanıyorum desem? Karakter
oyunculuğunun en zor tarafı
değişken ruh halinde olmanız galiba.
Yaşım gereği tam kendimi, kişiliğimi,
karakterimi bulmaya çalıştığım
yaştayım. Bu dönemde oynadığım
karakterlerden etkilenmem normal
sanırım. Hayat görüşümün olduğunu
düşünüyorum. Ama hayat görüşünün
oturduğunu düşünüyor musun diye
sorarsan, sanırım hayır.
Henüz çok gençsin, bunun için
erken… Londra’daki eğitiminden
bahsedelim mi biraz, aslında
West End’de sahneye çıkabilecek
donanıma sahipsin anladığım
kadarıyla?
Nezaketin için teşekkürler öncelikle,
o senin düşüncelerinin güzelliği.
Özel yetenekle öğrenci alan ve
dünya drama okulları sıralamasında
hatırı sayılır bir derecesi olan,
yaklaşık 150 yıllık geçmişi olan
LAMDA’ya (London Academy of
Music & Art) seçilen üçüncü Türk’tüm
69
en son, sonra başka biri seçildi
mi bilmiyorum açıkçası. Donanım
konusuna gelecek olursak, aslında
okul yetenek sınavlarında ne
kadar donanımın olduğuna değil,
ne kadar potansiyelin olduğuna
bakıyor. Donanım dediğimiz şey
yazılım gibi biraz, sürekli güncel
tutman gerekiyor. Okul bu donanımı
geliştirmemde çok büyük bir
etken kuşkusuz, hayranı olduğum
isimlerden eğitim almak hayallerimin
hedeflere dönüşmesinde en büyük
motivasyon kaynağım.
İşe Londra’da başlayıp sonra
İstanbul piyasasının tuhaflıklarına
nasıl dayanıyor insan?
Şöyle ki, Londra-Amerika gibi
ülkelerde film piyasası değil,
film ve dizi endüstrisi var. Bizde
maalesef hala piyasa. Bu tuhaflıkları
yaşadığım için mutluyum diyebilirim
aslında. O kadar zor insanlarla ve
şartlarla çalışmaya başlıyoruz ki,
bazen diyorum ki dünya üzerinde
bir oyunculuk simülasyonu olsa,
final bölümü kesinlikle Türkiye’de
geçerdi! Ben de kendimi final
bölümünde hissediyorum, Türkiye’de
tamamlayabilirsem bu simülasyonu,
gerçek endüstriye geçmeye hak
kazanacağım sanırım.
Bir röportajında Hollywood hayalin
olduğunu okumuştum kariyerinin
bir yerinde küçük bir bavul yapıp
Los Angeles’ta seçme peşinde
koşar mısın?
Bu konuda ilerlemek istediğim
rota biraz riskli ama başarabilirsem
bavul yapmama gerek kalmayacak,
ceketimi alıp gideceğim. Alaturka
geliyor açıkcası bana, eski Türk
filmlerinde ki gibi değil maalesef.
Seni yenicem Hollywood, diye
gidemiyorsunuz. En kötü ihtimalle
ülkenizin en iyisi olmalısınız ki
birilerinin dikkatini çekebilesiniz.
Pasaport çok önemli diyorlar,
ben buna pek katılmıyorum.
Oyunculuğun özünde farklılıklar
vardır, farkınızı ortaya koyabilirseniz
kendinize yer bulabilirsiniz.
Sporun neredeyse her türlüsü
hayatında. Yaşam biçimi spor haline
gelmiş kişilerdensin. Peki bir gün
spor salonunun önünden geçmemiş
birine aşık olursan ne olur?
Bu konuda etrafımda ki insanların
%90’ı bu durumu abarttığımı
düşünüyor ki bu oran abartı değil.
Fazla spor yaptığımı, oyunculuk
kariyerimin önüne geçebileceğini
hatta buna engel olabileceğini
söylüyorlar. Elbette ki eleştirileri
ciddiye alıp ciddi şekilde içimde
muhakeme ediyorum bu konuyu,
enine boyuna düşüyorum ve
şu sonuca çıkıyorum; insanların
farklılıkları kabullenmesi için bir
şeyleri ispatlamanız gerekiyor.
Zamanı geldiğinde herkes ne
yapmaya çalıştığımı anlayacak.
Şimdilik bu konuda susma hakkımı
kullanıyorum. Aşk konusuna gelecek
olursak. Beyin, psikoloji, hormonlar.
Çok ciddi ilgilendiğim ve araştırdığım
konulardan, özellikle şu aralar.
Spor salonundan geçmemiş olması
sorun değil, ama hayatı spordan
geçmemiş insanla çok zor. Spor
için kişinin kendine olan saygısıdır
derim her zaman. Gerçekçi olmalı;
Kendi bedenine kendi ruhuna saygı
gösterip onu güçlendirmeyen, daha
kendi bedenini sevmeyen insan sizi
ne kadar sevebilir?
Haklısın bu konuda, sonuçta bir
nevi hayat görüşünü kapsıyor spor.
Peki son olarak Vadistanbul ile ilk
tanışman nasıl oldu?
O kadar özlemişiz ki bir AVM’nin doğa
ile buluşmasını, tebrik ediyorum
emeği geçen herkesi. Taşınmayı
düşündüğüm yerlerden yeşille
mavi arasında bir seçim yapmam
gerekecek sanırım.
1...,59,60,61,62,63,64,65,66,67,68 70,71,72,73,74,75,76,77,78,79,...88
Powered by FlippingBook